21. Yüzyılın Müziği Caz
Caz 21. Yüzyılın müziğidir desem ne dersiniz? Geçen yüzyılda doğup dünyaya yayılan caz, dünyanın tüm kıtalarına yayılarak olgunlaşmakta. Geldiği, geçtiği, nefeslendiği her coğrafyadan bir ses, bir tını, bir ritim alarak gelişmekte. Klasik müzikle de elektronik müzikle de iyi anlaşan caz, yerel melodi ve ritimlere de gözkırpar. İşte bu yüzden bence bu yüzyıla damgasını vuracak, adından en çok sözedilecek müzik cazdır.
İçinde dünyanın tüm müzikal renklerini birleştiren bir ses paletidir caz altyapısı. Bu paletle her müzisyen kendi özgün eserlerini veriyor. Tıpkı usta Herakleitos’un “hiçkimse iki kere aynı nehirde yıkanamaz” sözünde olduğu gibi hiç bir müzisyen bir caz parçasını iki kez aynı çalamaz. Ve ben bu olasılıklar denizini, bu renk özgürlüğünü ve cazın özgünlüğünü seviyorum..
Yüzyıla kucağımızda birçok sorunla girdik, çok da hızlı ilerliyoruz. İnsanoğlunun aklını daha iyiye kullanması, daha iyi insan olması, geçen yüzyılda yapılan hataların tekrarlanmaması için hep birlikte uğraşı veriyoruz. “Cosmos” izlemiş beyinlerimiz bize çok kısa bir zamanda çok uzun bir yol aldığımızı, bu güzelim dünyada çok daha iyisini yapabileceğimizi söylüyor. Sanatla uğraşanların, yapanların ve anlamaya çalışanların beyinleri çok daha fazla ışıldıyor. Özellikle caz doğaçlaması yapan beyin rengarenk bir muamma. Yeni keşfediyoruz.
Peki iyilik nedir? İyi olmak için ruhu nasıl arındırabilirsiniz? Sağlık ve iyilik kavramı en çok da şimdi konuşuluyor. İşte bu yüzden sanatı yaşamlarımızın merkezine oturtuyoruz. Sanatı “anlamaya” çalışıyoruz. Çocuklarımızın resim, müzik, bale dersleri almasını çok önemsiyoruz. Çünkü bize iyi geldiğini biliyoruz. Bir konserde uyumak dahil yapılacak tüm aktiviteler sizi yeniliyor, tazeliyor, duygularınızın olduğunu, makine olmadığınızı hatırlatıyor. “Müzik ruhun gıdasıdır” diye güzel Türkçe’mize çevrilmiş sözü Sokrates boşuna söylememiş. Dünya daha çok iyiliği, daha çok sanatı, daha çok müziği hakediyor. İyilik hissi insanın kalbinden geliyor. Tam da cazın geldiği yerden. Buyrun.
Bu yüzyıla damgasını vuracak bir müzik türü varsa o da cazdır kanımca. Caz, evrensel tüm müzikleri harika bir potada harmanlar, demler, mis gibi sıcacık sunuverir bize. Bu yüzyılda da caz bize dünyanın her yerinden birbirinden harika melodi ve ritmler getirecek, birbirinden önemli sanatçılar festivallerde adından sözettirecek, eminim. Hatta Eylül’de mucizeyi gözlerinizle görmeniz için siz de Bodrum’da olun.
Özlem Oktar Varoğlu
Caz Derneği Başkanı